“Robotic Process Automation” kelimelerinin ilk harflerinin kısaltması olan RPA, Türkçe’ye “Robotik Süreç Otomasyonu” olarak çevrilmiştir. Burada akla ilk gelen mekanik robotlar olsa da, RPA konsepti yazılım robotlarını ifade etmektedir. Söz konusu yazılım robotları fiziksel veya uzak masaüstünde çalışabilmektedir.

RPA, iş süreçleri otomasyonun bir formudur ve bir robot veya ‘bot’un çalışabilmesi için herhangi bir kişi tarafından tanımlanmış bir dizi komuttan oluşmaktadır. Söz konusu botlar birçok insan-bilgisayar etkileşimini hatasız, hızlı ve yüksek hacimde taklit edebilmektedir. Sonuç olarak RPA işyerindeki bilgisayar tabanlı, sıradan, tekrar eden iş ve süreçleri otomatize etmektedir. Kopyala-yapıştır işleri ya da klasörleri bir yerden başka bir yere taşıma RPA için örnek olabilir.

RPA, eskiden sürekli olarak insan müdahalesinin gerektiği ve zaman alan günlük süreçleri otomatize etmektedir. Bu da RPA’nın şirketler için verimliliği nasıl artırmayı vaat ettiğini göstermektedir. RPA için doğru sürecin seçimi ise şirket ya da şirketlerin RPA’dan alacağı söz konusu verimi maksimum düzeye çıkarmaktadır[1]. Gelin doğru süreci nasıl seçmemiz gerektiğine yakından bakalım:

• Sürecin kural bazlı olması
• Sürecin yüksek işlem hacmine sahip olması
• Yine sürecin mümkün olduğu kadar az sayıda karar noktası barındırması
• Sürecin stabil ve iyi tanımlanmış olması
• Kısa süre içerisinde sürecin üzerinde çalıştığı sistemlerin değişikliğe uğramaması ya da az sayıda değişikliğe uğraması
•  Verinin yapılandırılmış veya elektronik formatta olması
• Yine sürecin mümkün olduğu kadar az sayıda karar noktası barındırması